Bizimle İletişime Geçin

Kitap

Melih Günaydın’ın yeni romanı Buzlar Çözülünce raflarda

İlk romanıyla yerli polisiye edebiyatına başarılı ve umut vadeden bir giriş yapan Melih Günaydın’ın ikinci romanı Buzlar Çözülünce raflarda!

İlk romanı Sürgün Avı ile yerli polisiye edebiyatına başarılı ve umut vadeden bir giriş yapan Melih Günaydın’ın ikinci romanı Buzlar Çözülünce, Düşbaz Kitaplar’dan çıktı! Eserlerinde güncel konuları cesurca yakalayarak kurguyla harmanlayan Günaydın, heyecanı her satırda artan bu yeni politik polisiye romanında da mültecilik, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, Metaverse, çocuk istismarı gibi günümüz meselelerini ele alan, çok katmanlı bir hikâye kuruyor. Buzlar Çözülünce, son bölüme kadar gerilimi ve heyecanı diri tutan üslubuyla Melih Günaydın’ın, polisiye edebiyatımızda uzun soluklu ve kalıcı bir ses olacağını müjdeliyor.

Ayrıntı Yayınları’nın edebiyatta yeni yollar keşfetme heyecanı ve arzusuyla yola çıkan markası Düşbaz Kitaplar, yerli polisiye edebiyatının yeni olmasına rağmen çok güçlü kalemlerinden biri olan Melih Günaydın’ın yeni romanı Buzlar Çözülünce’yi okurlarla buluşturdu. İlk romanı Sürgün Avı’yla 2020 Kayıp Rıhtım Yılın En’lerinde Yılın En İyi Yerli Polisiyesi seçilen, aynı sene Kristal Kelepçe Ödülleri’nde finalist olan Günaydın, yüksek dozlu gerilimi ve merak unsurunu son sayfaya kadar sürdürmeyi başardığı yeni romanıyla iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor.

Kıdemli polis Defne, indigo oğluyla birlikte ailesinin yanına taşınmıştır. Tatsız seyreden aile hayatı, Kartepe’de kaybolan dağcı öğrencileri arayan ekiplerin bulduğu cesetle iyice karmaşık bir hal alır. Fakat donarak öldüğü düşünülen bu beden, aranan dağcılardan birine ait değildir. Kayıp gençlere medyanın ilgisi giderek artarken Defne, bu vakanın peşini bırakmamaya kararlıdır.

Kâbuslarından kurtulmak için gittiği psikoloğun yanından dönerken Ali’nin dikkatini, metro istasyonunda duvarlara asılmış resimler çeker. Bunlar daha önce çalıştığı çocuk kitabındaki çizimlere benzemektedir ve ekibindeki pedagog, ondan kimi objeleri çıkarmasını istemiştir. Çünkü kullandığı bazı görseller fallik öğeler içermektedir. Ali bir yandan çizimlerin izini sürerken öte yandan geçmiş anılarının kırıntılarını toplar. Çok geçmeden de kendisini bilmediği bir evrenin içinde bulur.

A.Ömer Türkeş’in “Toplumsal hayatın yakıcı gerçeklerine dayanan suç kurgusuyla, gerilimli atmosferiyle, olayları ve karakteriyle çok doyurucu bir polisiye…” sözleriyle değerlendirdiği Buzlar Çözülünce, raflarda ve internet satış sitelerinde!

Devamını Oku

Kitap

Nef’î’nin kasideleri günümüz Türkçe’siyle yayınlandı

Nef’î’nin Türkçe Dîvân’ı, Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın dil içi manzum çevirisiyle okurla buluştu.

Klasik Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Nef’î’nin Türkçe Dîvân’ı, Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın dil içi manzum çevirisiyle okurla buluştu. Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlanan eser, Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazma nüsha temel alınarak hazırlandı. Ayrıca farklı yazma ve matbu kaynaklardan da yararlanıldı.

Eserde, sayfanın bir yanında Nef’î’nin özgün diliyle yazdığı metinler, diğer yanında ise halk şiiri anlatımına dayanan, sanat kaygısından uzak bir çeviri yer alıyor. Bu yaklaşım, hem metnin anlaşılabilirliğini artırıyor hem de Nef’î’nin dünyasına daha yakın bir okuma imkânı sunuyor.

Bazı kavram ve özel isimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için kitabın sonunda küçük bir sözlük de bulunuyor. Dîvân, klasik şiir meraklıları ve edebiyatseverler için raflarda ve internet satış sitelerinde yerini aldı.

Devamını Oku

Kitap

Elif Soykan’dan mizahi ve felsefi roman: Ben Ne Zaman İnsan Olacağım?

Elif Soykan, ilk kitabı Ben Ne Zaman İnsan Olacağım? ile edebiyat dünyasına mizahi ve felsefi bir giriş yapıyor.

Elif Soykan, ilk kitabı Ben Ne Zaman İnsan Olacağım? ile edebiyat dünyasına mizahi ve felsefi bir giriş yapıyor. İnkılâp Kitabevi’nin yeni markası Üçüncü Göz’den çıkan kitap, bir ruhun insan olma arzusuyla çıktığı sıra dışı yolculuğu merkezine alıyor. Soykan, yaşamın sonsuz bir yolculuk olduğu fikrinden hareketle, eğlenceli olduğu kadar düşündürücü bir anlatı sunuyor.

Yıllar boyunca farklı bedenlerde yeniden doğan bir ruh, insan olmayı bir türlü başaramaz. Elma, meşe ağacı, kedi gibi çeşitli varlıklar olarak dünyaya gelen bu ruh, her defasında insan bedenine ulaşamamanın hayal kırıklığıyla Evren’e seslenir. Bu çağrı onu bambaşka bir diyara götürür. En sonunda insan olduğundaysa, aradığı anlamın aslında daha yeni başladığını fark eder.

Trajikomik olaylarla ilerleyen anlatı, ruhun büründüğü bedenlerde yaşadığı ilişkiler ve isyanlarla, okura “İnsan olmak ne demek?” sorusunu sorduruyor. Soykan, kitabında absürt öğeleri güçlü bir kurgu ve akıcı bir dille harmanlıyor.

Sosyoloji eğitimi aldıktan sonra yurtdışında sinema ve televizyon alanında eğitim gören Elif Soykan, bu kitabı başlangıçta sinema filmi olarak düşündüğünü, ileride de projeyi beyaz perdeye taşımayı hedeflediğini belirtiyor.

Kitabın editörlüğünü Funda Dündar, kapak tasarımını ise Ece Koçal üstleniyor. Ben Ne Zaman İnsan Olacağım?, edebiyatseverlere felsefi ve mizahi bir varoluş hikâyesi sunarken, yaşamın karmaşıklığını sade ama etkileyici bir dille ele alıyor.

Yazar, kitabından elde edeceği tüm geliri, bir dönem gönüllüsü olduğu Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı’na bağışlayarak anlamlı bir dayanışma örneği de sergiliyor.

Ben Ne Zaman İnsan Olacağım?, raflarda ve internet satış sitelerinde okurla buluşuyor.

Devamını Oku

Copyright © 2022 Refleksif.com