Bizimle İletişime Geçin

Sinema

Zamanın iki yakasında bir fedai: Eski ve yeni Road House filmlerinin karşılaştırması #inceleme

“Road House” filmleri, aksiyon ve gerilim türlerinde ikonikleşmiş yapımlardır.

“Road House” filmleri, aksiyon ve gerilim türlerinde ikonikleşmiş yapımlardır. Orijinali 1989’da çekilen film, Rowdy Herrington’un yönetmenliğinde Patrick Swayze’nin unutulmaz performansıyla, Kelly Lynch, Sam Elliott ve Ben Gazzara gibi önemli isimlerin yer aldığı bir klasiktir. 2024’te yeniden çevrimi yapılan film ise, Doug Liman’ın yönetmenliğinde Jake Gyllenhaal’ın modern yorumuyla, Conor McGregor, Daniela Melchior ve Jessica Williams gibi isimlerin katkılarıyla güncellenmiş bir versiyonunu sunmaktadır. Her iki film de, dönemlerinin sinema anlayışını ve aksiyon gerilim türünün özelliklerini yansıtan başarılı örnekler olarak dikkat çekmektedir.

“Road House”! İki farklı dönemin, iki farklı yorumu. Bir yanda 1989 yapımı, Patrick Swayze’nin karizmasıyla parlayan ve bar fedailiği konseptini o dönemin kültürüne derinden işleyen bir film. Diğer yanda ise 2024 yapımı, modern sinemanın tüm olanaklarını kullanarak aksiyonu yeniden tanımlayan bir yapım. Her iki film de, kendi dönemlerinin sinema anlayışını ve estetiğini yansıtan başarılı örnekler olarak öne çıkıyor. İki film arasında bir köprü kurmak gerekirse, sanırım ilk olarak nostalji ve yeniliğin çarpıştığı bir savaş alanından bahsetmek lazım.

1989 yapımı “Road House” filmi, 80’lerin Amerikan sinemasının ruhunu yansıtan bir aksiyon klasiğidir. Dalton adında bir bar fedaisinin, Double Deuce isimli bir mekânı düzene sokma çabasını anlatır. Dalton, adeta o dönemin süper kahramanı gibi, güçlü ve karşısına çıkan herkesle başa çıkabilen bir karakterdir. Ancak asıl gücünün kendi içinde olduğunu da biliyor; çökmüş ve darmadağın bir barı, kendi katı kurallarıyla yönetmeye ve yaşanabilir bir yer haline getirmeye çalışıyor. Fakat bu süreçte, kötülerle de düşman oluyor. Film, 80’lerin atmosferini seçilen müzikler, kullanılan arabalar ve oyuncuların kıyafet seçimleriyle mükemmel bir şekilde yakalıyor. Nostaljiyi hissettiren bu unsurlar, izleyiciyi o dönemin yaşam tarzına götürüyor. Dalton’un karakteri, güçlü bir lider olarak tasvir edilirken, aynı zamanda kavgadan kaçınan ve sadece mecbur kaldığında güç kullanmayı tercih eden biri olarak gösteriliyor. Kadın karakterler, Dalton’a hayranlıklarını gizleyemiyorlar ve güçten hoşlanıyorlar. Dalton’un diğer çalışanlara kibar olun vurgusu yapması ve eğitim verirken bile kibarlığı sonuna kadar vurgulaması, onun şiddeti bir kaçış yolu olarak görmekten öteye baktığını gösteriyor.

2024 yapımı “Road House” ise, özgün hikayenin modern bir yorumu olarak karşımıza çıkıyor. Bu film, eski bir UFC dövüşçüsü olan Elwood P. Dalton’un hikayesini anlatıyor. Dalton, Florida Keys’teki bir barın güvenliğini sağlamak için işe alınır ve burada gündelik şiddeti durdurmaya çalışırken, beklenmedik bir komplonun içine çekilir. Film, baştan sona kadar heyecan verici aksiyon sahneleriyle doludur. McGregor’un canlandırdığı karakter, filmin hızını artıran bir güçtür ve Gyllenhaal’ın Dalton’uyla olan çatışması gerçekten etkileyici bir dinamizm sunar. Film, bazen sıradışı bir atmosfere bürünse de, aksiyonunun ve geriliminin dozu hiç düşmez. Özellikle, Liman’ın yönetmenliği ve kameranın işlevselliğiyle film, izleyiciyi ekrana kilitlemeyi başarıyor. Sahne tasarımları ve efektleri, görsel açıdan etkileyici bir deneyim sunarken, Rockin’ Dopsie Jr. & The Zydeco Twisters gibi müzikler de atmosferi güçlendiriyor.

İki filmin de karşılaştırmasına gelirsek, Eski “Road House”ı izlerken, o dönemin ruhunu hissediyorsun. Müzikler, arabalar, kıyafetler… Her şey o kadar otantik ki, sanki bir zaman makinesine atlayıp o yıllara gitmiş gibi oluyorsun. Dalton’un barı düzene sokma çabası, o zamanın ‘kötü adamı yen, kızı al’ mantığıyla örtüşüyor. Aşk, tutku ve mücadele… Her şey o kadar gerçek ki, Dalton’un her yumruğunda, her tekmesinde bir hikaye var. 2024 yapımı“Road House” ise, teknolojinin ve sinema dilinin ne kadar ilerlediğini gözler önüne seriyor. McGregor’un sahneleri, adeta bir dövüş sanatı şöleni sunuyor. Yönetmen, filmin aksiyonunu son derece etkileyici bir şekilde yükseltmiş. Uyuşturucu çetesi olayları, filmi daha karanlık ve gerçekçi bir bağlama oturtuyor. Ancak, eski yapımın aşk dolu tutkusunu bu filmde bulamıyorum. Belki de bu, modern sinemanın daha soğuk ve mesafeli oluşundan kaynaklanıyor.

Her iki filmde dikkat çeken bir diğer nokta ise, dövüşün kazananı olmadığı vurgusu. Başrol karakterlerin içsel çatışmaları, travmaları… Bu, her iki filmde de derinlemesine işlenmiş. Dalton, hem 1989 hem de 2024 versiyonlarında, sadece dış dünyayla değil, kendi iç dünyasıyla da mücadele eden bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. “Road House” filmlerinin kötü karakterleri, her iki yapımın da kalbinde yer alıyor. 1989 yapımında Brad Wesley, kasabayı demir yumrukla kontrol etmeye çalışan, klasik bir ‘kötü adam’ olarak karşımıza çıkıyor. O, sadece Dalton’a değil, kasabadaki masum insanlara da zarar veriyor. Wesley’in yarattığı kaos ve korku, Dalton’un düzeni sağlama çabasını daha da anlamlı kılıyor. Dalton, sadece bir fedai değil, aynı zamanda bir koruyucu olarak ortaya çıkıyor; masumları koruyor, adaleti sağlamaya çalışıyor. 2024 yapımında ise, kötü karakterler daha karmaşık ve gerçekçi. Uyuşturucu çetesi olayları, filmi daha karanlık bir dünyaya taşıyor. Bu yeni kötüler, modern zamanların acımasızlığını ve karmaşıklığını yansıtıyor. Dalton’un mücadelesi, bu kez daha fazla içsel çatışmalar ve modern dünyanın zorlukları ile dolu. Ancak, her iki filmde de Dalton’un amacı aynı: düzeni sağlamak ve masumları korumak. İki Dalton arasındaki bu paralellik, karakterin zamana meydan okuyan doğasını vurguluyor.

İki filmi izlediğinizde seksenlerin sinema diliyle bugünün sinema dilini kıyaslayabilirsiniz. Sanki iki farklı gezegenin hikayelerini dinlemek gibi. Seksenlerde, her şey daha basit, daha saf ve biraz da masumdu. Filmler, bize kahramanların zaferlerini, kötülerin yenilgilerini ve aşkların mutlu sonlarını anlatırdı. Bu filmler, bizi günlük hayatın sıkıntılarından alıp, bir macera dünyasına götürürdü. İzlerken, kendimizi o hikayenin içinde bulur, kahramanlarla birlikte güler, onlarla birlikte ağlardık. Bugünün sinemasında ise daha çok karmaşık hikayeler olduğunu görüyoruz. Artık kahramanlar mükemmel değil, kötüler sadece kötü değil. Her karakterin bir hikayesi, her hikayenin bir arka planı var. Filmler, bizi sadece izleyici olarak değil, birer düşünür olarak da görmek istiyor. İzlerken, sadece ekranda olanları değil, kendi iç dünyamızdaki duyguları ve düşünceleri de sorgulamamız bekleniyor.

Seksenlerin sineması, bize ‘iyiler her zaman kazanır’ mesajını verirken, bugünün sineması ‘hayat her zaman gri’ diyor. Seksenlerdeki filmler, bize net bir dünya sunarken, bugünün filmleri bize gerçek dünyanın karmaşıklığını gösteriyor. Peki, bu iki farklı sinema dili arasında bir tercih yapmak gerekirse, hangisini seçerdiniz? Benim için, her iki dönemin de kendine has güzellikleri var. Seksenlerin o sıcak ve samimi hikayeleri, bugünün derin ve düşündürücü filmleri… Her biri, kendi zamanının bir parçası ve her biri, bize farklı bir pencereden dünyayı gösteriyor.

Sonuç olarak, seksenlerin “Road House” filmi, sinema tarihinin o samimi ve sıcak dönemine ait bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Bu film, nostalji dolu bir atmosfer sunuyor ve izleyiciyi o dönemin ruhuna davet ediyor. Dalton’un hikayesi, o zamanın basit ama etkileyici anlatım tarzıyla, izleyicinin kalbine dokunuyor. Öte yandan, 2024 yapımı “Road House” ise, modern sinemanın imkanlarını sonuna kadar kullanarak, aksiyon ve gerilimi yeniden tanımlıyor. Her iki film de, kendi dönemlerinin sinema anlayışını yansıtıyor ve izleyicilere farklı deneyimler sunuyor. Seksenlerin “Road House”ı, geçmişin sıcaklığını ve samimiyetini; 2024 yapımı ise, günümüzün gerçekçiliğini ve teknolojik gelişmelerini temsil ediyor. İki filmde, kendi zamanlarının birer parçası olarak, sinema tarihindeki yerlerini alıyor ve izleyicilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Yağmur Naz Karakaya / info@refleksif.com

Devamını Oku

Sinema

4.Sinemada Film Festivali, 12-21 Temmuz’da Büyükada ve Heybeliada’da!

Yaz aylarında sinemanın büyüsünü Adalar’a taşıyan “Sinemada”, bu yıl 12-21 Temmuz tarihlerinde 4. Sinemada Film Festivali adıyla gerçekleşecek!

Yaz aylarında sinemanın büyüsünü Adalar’a taşıyan “Sinemada”, bu yıl 12-21 Temmuz tarihlerinde 4. Sinemada Film Festivali adıyla gerçekleşecek! 9 gün boyunca Büyükada Atatürk Meydanı, Büyükada Taş Mektep ve Heybeliada Pazar Meydanı’nda gösterimlere ev sahipliği yapacak olan 4. Sinemada Film Festivali, dördüncü yılında da “Öğretmenler Odası”, “İlgi Alanı”, “Bildiğin Gibi Değil”, “Sanki Her Şey Biraz Felaket”, “Aniden”, “Faruk” gibi son yılların ses getiren filmlerini sinemaseverlerle buluşturacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi Başkanlığı tarafından Film Koop işbirliğiyle tüm sinemaseverlerin katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlenen festivalde hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik film gösterimlerinin yanı sıra Yeşim Ustaoğlu, Mert Fırat, Derviş Zaim, Kıvanç Sezer gibi yönetmen ve oyuncularla söyleşiler ve atölyeler de gerçekleşecek.

FİLM GÖSTERİMLERİ ve SÖYLEŞİLER

Hem Adalılara hem de ziyaretçilere açıkhavada film izleme keyfi sunan 4. Sinemada Film Festivali, 12-21 Temmuz 2024 tarihlerinde hem çocuklar hem de yetişkinler için son yılların öne çıkan yerli ve yabancı yapımların gösterimlerine ev sahipliği yapacak. Büyükada Atatürk Meydanı, Büyükada Taş Mektep ve Heybeliada Pazar Meydanı’nda gerçekleşecek gösterimlerde “Bildiğin Gibi Değil”, “Mucize Aynalar”, “Sanki Her Şey Biraz Felaket”, “Oyuncaklar Firarda”, “80 Günde Devri Âlem”, “Karganın Uykusu”, “Aniden”, “Tavuri”, “Faruk”, “Ainbo: Amazon’da Büyük Macera”, “8×8”, “Cam Perde”, “Öğretmenler Odası”, “İlgi Alanı”, “Rodakis’i Ararken”, “Ölümsüz Olan Sadece Sevgidir”, “Sanatoryum”, “Sararmış Yapraklar”, “Tereddüt” ve “Umudunu Kaybetme” adlı filmler sinema tutkunlarıyla buluşacak. Gösterimlerin ardından gerçekleşecek söyleşilerde ise izleyiciler, film ekibine sorularını yöneltme imkânı bulacaklar.

4. Sinemada Film Festivali kapsamında usta yönetmen Yeşim Ustaoğlu, Mert Fırat moderatörlüğünde bir masterclass düzenlerken, Prof. Dr. Nevzat Kaya’nın “Topografyalar veya Film ve Mitos” başlıklı söyleşisi ve yönetmen Kerem Soyyılmaz’ın Şükrü Alaçam moderatörlüğünde gerçekleştireceği söyleşi de katılımcılarla buluşacak.

GENÇ SİNEMA ATÖLYESİ

Yönetmen Hüseyin Karabey’in 18-25 yaş arasındaki gençler için düzenlediği üç günlük atölye çalışması, 16-17-18 Temmuz’da saat 11.00’de Büyükada Taş Mektep’te gerçekleşecek. Gençlerin, seyretmenin ötesine geçerek sinema yapma şansı yakalayacağı atölyede Karabey ilk olarak sinemanın temel ilkelerini anlatacak. Katılımcılar, kurgu, yönetmenlik, senaryo, yapım ve oyunculuk süreçlerine dair teorik dersin ardından kendi yazacakları senaryoları eğitmenlerinin gözetiminde ve ada sınırları içerisinde çekecek, kurgulayacak ve gösterimini yapacaklar. Katılımın 20 kişilik kontenjanla sınırlı olduğu atölye çalışmasına, İBB Kültür sosyal medya hesaplarından duyurulacak link üzerinden başvuru yapılabilir.

ÇAY SAATİ SÖYLEŞİLERİ

Çay Saati söyleşileri, 16-17-18 Temmuz’da üç gün boyunca sinemacılarla seyircileri saat 18.00’de Büyükada Taş Mektep’te buluşturacak. Her gün, kamera arkası veya önünden bir kişinin konuk olacağı söyleşiler, sinemanın özel anlarına ve anılarına uzanan bir yolculuk sunacak.

İstanbul Şehir Hatları, sinema günlerini kapsayan 9 gün boyunca Adalar’a özel sefer düzenleyecek. Sinemaseverler, 12-21 Temmuz 2024 tarihleri arasında saat 23.15’te Büyükada-Heybeliada seferini yapacak olan vapuru kullanabilecek. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek 4. Sinemada Film Festivali’nin program ayrıntılarına İBB Kültür ile Film Koop’un sosyal medya hesaplarından ve kultursanat.istanbul adresinden ulaşılabilir.

PROGRAM

12 Temmuz 2024 Cuma

18.00    Açılış Kokteyli / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: Bildiğin Gibi Değil (Vuslat Saraçoğlu) /Büyükada Taş Mektep

22.00    Söyleşi: Yönetmen Vuslat Saraçoğlu / Büyükada Taş Mektep

20.45  Film Gösterimi: Ainbo: Amazon’da Büyük Macera (Richard Claus, Jose Zelada) /Heybeliada Pazar Meydanı

22.00    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

13 Temmuz 2024 Cumartesi

18.00    Masterclass: Yeşim Ustaoğlu ve moderatör Mert Fırat / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: Mucize Aynalar (Tolga Örnek) / Büyükada Atatürk Meydanı

22.00    Söyleşi: Film ekibi ve moderatör Özgür Balcı / Büyükada Atatürk Meydanı

20.45    Film Gösterimi: 8×8 (Kıvanç Sezer) / Heybeliada Pazar Meydanı

22.00   Söyleşi: Yönetmen Kıvanç Sezer ve moderatör Şükrü Alaçam / Heybeliada Pazar Meydanı

14 Temmuz 2024 Pazar

18.00    Söyleşi: Prof. Dr. Nevzat Kaya “Topografyalar veya Film ve Mitos” / Büyükada Taş Mektep

20.45   Film Gösterimi: Sanki Her Şey Biraz Felaket (UmutSubaşı) / Büyükada Atatürk Meydanı

22.00   Söyleşi: Yönetmen Umut Subaşı ve moderatör Kıvanç Sezer / Büyükada Atatürk Meydanı

20.45     Film Gösterimi: Cam Perde (Fikret Reyhan) / HeybeliadaPazar Meydanı

22.00     Söyleşi: Film ekibi ve moderatör Sefa Öztürk / Heybeliada Pazar Meydanı

16 Temmuz 2024 Salı

11.00    Atölye: Genç Sinema (Hüseyin Karabey) / Büyükada Taş Mektep

18.00    Söyleşi: Çay Saati / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: Oyuncaklar Firarda (Jérémie Degruson) /Büyükada Taş

Mektep

22.00    Sunum / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: Öğretmenler Odası (İlker Çatak) /Heybeliada Pazar Meydanı

22.00    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

17 Temmuz 2024 Çarşamba

11.00    Atölye: Genç Sinema (Hüseyin Karabey) / Büyükada Taş Mektep

18.00    Söyleşi: Çay Saati / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: 80 Günde Devri Âlem (Samuel Tourneux) /Büyükada Taş Mektep

22.00    Sunum / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: İlgi Alanı (Jonathan Glazer) /Heybeliada Pazar Meydanı

22.00    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

18 Temmuz 2024 Perşembe

11.00    Atölye: Genç Sinema (Hüseyin Karabey) / Büyükada Taş Mektep

18.00    Söyleşi: Çay Saati / Büyükada Taş Mektep

20.45    Film Gösterimi: Karganın Uykusu (Tunahan Kurt) /Büyükada Taş Mektep

22.00   Söyleşi: Yönetmen Tunahan Kurt ve moderatör Vuslat Saraçoğlu / Büyükada Taş Mektep

20.00    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

20.45    Film Gösterimi: Rodakis’i Ararken (Kerem Soyyılmaz) /Heybeliada Pazar Meydanı

21.45  Söyleşi: Yönetmen Kerem Soyyılmaz ve moderatör Şükrü Alaçam / Heybeliada Pazar Meydanı

22.00  Film Gösterimi: Ölümsüz Olan Sadece Sevgidir (Zeynep Bayraktutan, Gökhan Kasapoğlu) / Heybeliada Pazar Meydanı

23.00    Söyleşi: Film ekibi ve moderatör Şükrü Alaçam / Heybeliada Pazar Meydanı

19 Temmuz 2024 Cuma

20.45    Film Gösterimi: Aniden (Melisa Önel) / Büyükada Taş Mektep

22.00    Söyleşi: Film ekibi ve moderatör Serkan Acar / Büyükada Taş Mektep

20.30    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

20.45    Film Gösterimi: Sanatoryum (Alaattin Timur, Adnan Payaslı) / Heybeliada  

Pazar Meydanı

21.20    Film Gösterimi: Sararmış Yapraklar (Aki Kaurismäki) / Heybeliada Pazar Meydanı

22.45    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

20 Temmuz 2024 Cumartesi  

20.45    Film Gösterimi: Tavuri (Derviş Zaim) / Büyükada Atatürk Meydanı

22.00  Söyleşi: Yönetmen Derviş Zaim ve moderatör Serkan Acar / Büyükada Atatürk Meydanı

20.45    Film Gösterimi: Tereddüt Çizgisi (Selman Nacar) /Heybeliada Pazar Meydanı

22.00    Söyleşi: Yönetmen Selman Nacar ve moderatör Önder Özdemir / Heybeliada Pazar Meydanı

21 Temmuz 2024 Pazar

20.45    Film Gösterimi: Faruk (Aslı Özge) / Büyükada Atatürk Meydanı

22.00    Söyleşi: Film ekibi ve moderatör Serkan Acar / Büyükada Atatürk Meydanı

20.45    Film Gösterimi: Umudunu Kaybetme (Ken Loach) / Heybeliada Pazar

Meydanı

22.00    Sunum / Heybeliada Pazar Meydanı

Devamını Oku

Sinema

Sayara filminden dikkat çeken fragman

Türünün nadir örneklerinden biri olan, korku-suç ve aksiyon öğelerini bir arada barından Türk filmi ‘Sayara’ 21 Haziran’da sinema salonlarındaki yerini alacak.

Türünün nadir örneklerinden biri olan, korku-suç ve aksiyon öğelerini bir arada barından Türk filmi ‘Sayara’ 21 Haziran’da sinema salonlarındaki yerini alacak. İzlemesi cesaret gerektiren filmden dikkat çeken bir fragman yayınlandı.

Yapımını Inter Yapım’ın, uluslararası dağıtımını Inter Medya’nın üstlendiği Sayara’nın yönetmen koltuğunda Can Evrenol oturuyor. Senaryosu da Can Evrenol tarafından kaleme alınan filmin oyuncu kadrosunda Duygu Kocabıyık, Emre Kızılırmak, Özgül Koşar yer alıyor.

Cannes’ın ardından Türkiye’de gösterime giriyor…

Dünya prömiyerini İstanbul Film Festivali’nde, uluslararası prömiyerini ise Cannes Film Festivali’nde yapan ‘Sayara’ 21 Haziran itibariyle vizyondaki yerini alacak. Karanlık ve vahşi bir hikayeyi anlatan ‘Sayara’ seyircilere kan donduran dakikalar yaşatacak. 

Türkmenistanlı sessiz bir spor salonu temizlikçisi olan Sayara’nın kız kardeşinin, kontrolden çıkarak caniye dönüşen bir arkadaş grubu tarafından öldürülmesinin ardından başlayan intikam hikayesi oldukça sert görüntülere sahne oluyor. 

Sinema dağıtımı A90 tarafından gerçekleşen Sayara, 21 Haziran’da vizyona girecek.

Devamını Oku

Copyright © 2022 Refleksif.com