Sinema
İhmal zincirleri eşliğinde bir hikaye: The Death of Mr. Lazarescu #inceleme
The Death of Mr. Lazarescu ya da orijinal adıyla Moartea domnului Lazarescu, Rumen yönetmen Cristi Puiu’nun iki bin beş yılında çıkan filmi.

The Death of Mr. Lazarescu ya da orijinal adıyla Moartea domnului Lazarescu, Rumen yönetmen Cristi Puiu’nun iki bin beş yılında çıkan filmi. Sağlık sistemindeki bozukluğa mizahi bir dille yaklaşan yapımın başrolünde Ioan Fiscuteanu yer alırken çıktığı sene Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünü kazanma başarısını gösterdiğini de yazıya ekleyelim.
Filme adını veren Bay Lazarescu, küçük bir apartman dairesinde üç kedisiyle birlikte yaşayan yaşlı bir adamdır. Bir akşam başının ağırması sonucu evine doktor gönderilmesi için ilgili sağlık hattını arar. Hat, evinde doktor gönderileceğini sadece biraz sabretmesi gerektiğini söyler. Lazarescu bunun üzerine beklemeye geçer ancak zaman aktıkça ağrısı daha da şiddetlenir, aynı zamanda hiç gelen olmaz. Komşusundan ilaç ister ancak komşusu da bu sefer başından savmaya çalışır fakat sonrasında ambulans çağırır. Bekleyiş sonucunda nihayet Lazarescu hastaneye gitmek için ambulansına kavuşsa da asıl süreç onun için yeni başlar.
Lazarescu, sağlık görevlilerince hastaneye götürülür. Alkol kullandığı için kendisine farklı teşhisler konulsa da Lazarescu başının ağırdığını, şikayetinin farklı olduğunu ne kadar yinelemeye çalışsa da buna rağmen onu ciddiye alan olmaz. Tahliller için beklenen uzun sıralar, iletişimi kötü ve hastasıyla ilgilenmekten kaçınan doktorlar filmde ki iletişimsizlikle ilgili dertlere fon olurken bir yandan da akıllara “Bay Lazarescu’yu kim öldürdü?” sorusunu getirir. Sağlık çalışanlarının arasında ki ego savaşı, dediğim dedik olmak adına alakasız teşhisler koyma gibi problemler yüzünden Lazarescu ölüme gittikçe daha da yaklaşır. Lazarescu ölüme yaklaşırken aslında bir topluma da sirayet etmiş etik dışı davranışlara da seyirciler olarak şahit oluruz.
Bu davranışlar, Lazarescu kritik bir durumda iken komşularının sürekli Lazarescu’nun evi, kedileri, yaşamı hakkında konuşması, ödünç bir matkabın peşinde düşmesi, Lazarescu’ya refakat etmesi halinde eşini yalnız bırakacak olan bir komşunun kendi içinde olaya verdiği olumsuz, yanlış reaksiyon de insanların kötü tepkilerini iletişimsizlikle beraber doğrular nitelikte olurken, yönetmen Puiu’nin kamerasını seyirci sanki sahnenin içindeymiş gibi kullanması da alt metniyle beraber The Death of Mr. Lazarescu’yu şüphesiz özel bir film yapıyor. The Death of Mr. Lazarescu, alt metni, başrol oyuncusu Ioan Fiscuteanu’nun performansı ile başarılı bir film olurken iki buçuk saatlik ekran süresi ile de seyircisinden zaman ve dikkat açısından fedakarlık isteyen bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
Çağatay Efe Mutluay / mutluaycagatayefe@gmail.com
Sinema
Çirkin Üvey Kardeş, MUBI’de yayında
Dünya prömiyerini yaptığı Sundance Film Festivali’nden bu yana büyük ilgi gören “Çirkin Üvey Kardeş (The Ugly Stepsister)”, grotesk ve karanlık atmosferiyle izleyicilerin dikkatini çekiyor.

Dünya prömiyerini yaptığı Sundance Film Festivali’nden bu yana büyük ilgi gören “Çirkin Üvey Kardeş (The Ugly Stepsister)”, grotesk ve karanlık atmosferiyle izleyicilerin dikkatini çekiyor. Norveçli yönetmen Emilie Blichfeldt, ilk uzun metrajlı filminde klasik “Külkedisi” masalını ters yüz ederek baskılar ve geleneklerin gölgesinde, kendini bulmaya çalışan bir kadının öyküsünü korku türünde yeniden yorumluyor.
Hikâye ve başrol
Gösterişsiz ama hırslı Elvira, annesinin baskısıyla kibirli bir prensi etkilemeye çalışırken, çekici üvey kardeşi Agnes ona rakip olur. Kraliyet balosu yaklaşırken Elvira, ait olmak istediği dünyanın acımasızlığıyla yüzleşir ve çareyi uç noktalarda arar. Yönetmenin çıkış filminde Külkedisi masalı, bedenin sınırlarını zorlayan bir korku filmine dönüşüyor. Başrolde Norveçli yıldız Lea Myren yer alıyor.
Festivallerden övgüler topladı
Sundance, Berlin ve İstanbul Film Festivalleri’nde övgüyle karşılanan film, Rotten Tomatoes’ta da kullanıcıların %96’sının beğenisini kazandı.
Türkiye’de sadece MUBI’de
Çarpıcı görselliği ve toplumsal dayatmaları sorgulayan anlatısıyla dikkat çeken “Çirkin Üvey Kardeş”, Türkiye’de yalnızca MUBI üzerinden izlenebiliyor.
Sinema
Türkiye’nin ilk tarihi bilimkurgu filmi “Tehlikeli Bölge”den fragman yayınlandı
“Tehlikeli Bölge (Dark Territory)” adlı film, Türkiye’de çekilen ilk tarihi bilimkurgu yapımı olma özelliğini taşıyor.

Türk sineması, tarihi ve bilimkurguyu buluşturan iddialı bir yapımla izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. “Tehlikeli Bölge (Dark Territory)” adlı film, Türkiye’de çekilen ilk tarihi bilimkurgu yapımı olma özelliğini taşıyor. Fragmanı yayınlanan film, 12 Eylül 2025’te sinemalarda gösterime girecek.
Senaryosunu ve yönetmenliğini Ramazan Ekmekçi’nin üstlendiği, yapımcılığını ise Serkan Semiz’in yaptığı film, Büyük Taarruz’a üç gün kala Başkumandan Mustafa Kemal’in verdiği gizli bir görevi yerine getirmeye çalışan askerlerin hikâyesini anlatıyor. Ancak bu yolculukta onları yalnızca düşman birlikleri değil, bölgeye düşen bir uzay gemisi ve içindeki bilinmeyen varlıklar bekliyor.
Savaş ve bilimkurgunun birleşimi
Film, dönemin gerçekçi savaş atmosferini bilimkurgu öğeleriyle harmanlıyor. Askerler hem düşman hatlarında, hem de vahşi bir hayvan sürüsüne benzettikleri uzaylı yaratıklarla mücadele ediyor. Anadolu ve Rumeli’nin farklı yörelerinden gelen askerlerin korkuları, çatışmaları ve insan hikâyeleri, filmin dramatik yapısını güçlendiriyor.
Oyuncu kadrosu ve yapım vizyonu
Başrollerde Kadir Parlak, Hasan Şenbayrak, Ozan Turan, Aykut Yavuz, Sevim Oyar, Seyfi Azrak ve Abdurrahim Demir yer alıyor. Yapımcı Serkan Semiz, filmle ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Tehlikeli Bölge, yalnızca sinema sektörünü değil, Türk sinemasının uluslararası alandaki etkisini de güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu filmle geçmişi ve geleceği birleştirirken, Türkiye’deki yaratıcı endüstriyi global düzeyde duyurmayı hedefliyoruz.”