Sinema

Her şeye rağmen yaşamaya çalışmak: A Good Person #inceleme

Kapağı kadar rengarenk ve birbirinden farklı duyguların barındığı bir film var bu sefer izleme listemizde, A Good Person.

Kapağı kadar rengarenk ve birbirinden farklı duyguların barındığı bir film var bu sefer izleme listemizde, A Good Person.

“Ve onu her gördüğümde, affetmesi için yalvarıyorum. Yaptığımız sadece küçük bir dans. Sadece bir formalite. Çünkü ikimiz de biliyoruz ki, bazı şeyler vardır, affetmek imkansızdır. Bunu Tanrı’nın bile bildiğine inanıyorum.”

Başrollerde Esaretin Bedeli, Lucy, Se7en gibi kült filmlerin usta oyuncusu Morgan Freeman ve Little Woman, Black Widow gibi filmlerde oynayan genç ve yetenekli oyuncu Florence Pugh bulunuyor. Bu size birçok şey hissettirecek drama filminin senaristi ise daha önce de Freeman ile de iş yapan Zach Braff.

“Hayatımda değer verdiğim her hatıranın içinde sen varsın.” Vay canına… Nasıl bir iltifat ama! İnsan ruh eşini bulunca gerçekten anlıyor herhalde. Eğer bir ruh eşiniz varsa gerçekten çok şanslısınız. Ama hayatın size vurduğu bir tokatla ondan çok uzağa savrulduysanız, geçmiş olsun.

Butterfly Effect yani Kelebek Etkisi denilen olayın ne kadar yıkıcı olabileceğini yoğun bir şekilde anlatıyor film. Tamamen başkasının hatası olan bir olayın insanlara nasıl sert darbeler indirdiğini izletiyorlar bize. O olayda olan ve olmayan herkes paramparça oluyor. O arabada olmak ya da o arabada olan birini tanımak yetiyor bu etki için. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, Allison nişanlısının kız kardeşi ve onun eşiyle bir yolculuktayken bir kaza geçiriyorlar. Allison yaşıyor ve diğerleri ölüyor. Bu ölümlerin tüm getirilerini izliyoruz filmde.

“Hiçbir yerde olmak istemiyorum.” Bir kaza, iki ölüm, bir ayrılık, hayatların mahvolması, annesiz ve babasız kalan bir kız çocuğu, ilaç bağımlılığı, depresyon, arkadaşsızlık. Gerçekten bazı insanlar kötü bir dönem geçiren bir insana nasıl moral verileceği hakkında tek bir şey bile bilmiyor. Böyle insanlar yüzünden, psikolojisi zaten normal olmayan insanların hastaneye kadar yolu var maalesef.

“Sana gözlerimle sarılıyorum” Açıkçası her şeyi düzeltmek için bir adım attığında, hayatın senin arkandan ittirmek yerine önünden esip seni düşürmeye çalışmasından daha kötü hiçbir şey düşünemiyorum. Allison’ın önüne çıkan her bu şekil olayda ağlayacak gibi hissetmeniz çok normal. Büyük ihtimalle empati yapıyorsunuz ya da böyle hayatın size engel kurduğu anları düşünüyorsunuz. Bu sahnelerde Pugh’ın oyunculuğunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Gerçekten mükemmel oynamış.

İlk baştaki iç açan şarkılar ve rengarenk sahnelerin aksine tam tersi bir hüzün denizine açılıyor ilerleyen dakikalar. Film garip bir şekilde çoğu filmden daha gerçekçi hissettiriyor duyguları. Pişmanlık, varlığını ve olayları sorgulama, geçmişe dönme isteği ve suçluluk gibi bir sürü hissiyatı yaşatıyor içinde. Ama aynı zamanda da insan olmayı, her duygunun aynı anda yaşanabileceğini ve üst üste gelen kötü şeylere rağmen minik bir şeyle kendimize gelebileceğimizi ve mutlu olabileceğimizi ya da en azından gülebileceğimizi gösteriyor. Bize tüm duyguları tam anlamıyla aktaran bu film, yeniden doğan umutların da bir göstergesi. Herkesin aksine sonunun hüzünlü değil yeni bir hayatın başlangıcı gibi umut dolu olduğunu düşünüyorum.

“Bu kaderi ikimiz de seçmedik ama belki onu sevmenin bir yolunu bulabiliriz.” İyi seyirler ve Amor Fati.

İlayda Dim / info@refleksif.com

Exit mobile version