Bizimle İletişime Geçin

Müzik

Canay Doğan: Cesur aşk, müzikal değişim ve ilham #röportaj

Canay Doğan ile yeni parçası ve gelecekteki projeleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Müzisyen Canay Doğan, alternatif türdeki besteleri ve cover parçalarıyla kariyerinde hızla ilerliyor. Müzikal yolculuğu hakkında merak edilen soruları kendisine sorduk. Ailesinin ilgisiyle müzikle tanışan ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında eğitim alan Canay Doğan, 80’ler tarzını yansıtan ve hayal ürünü bir senaryodan ilhamla bestelediği yeni şarkısı “Cesur Aşktan Yana” ile dikkat çekiyor. Canay Doğan ile yeni parçası ve gelecekteki projeleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Yeni parçanızın ortaya çıkış süreci nasıl oldu? Bu şarkıyı yazarken nelerden ilham aldınız?

Yeni parçamı sanıyorum 2 yıl kadar önce yeni yeni program öğrenmeye başladığım zaman ortaya çıkmıştı. Popüler müzikleri taklit etmeye ve biraz da dalga geçmeye çalışırken ortaya çıkmıştı. Çok uzun zaman sonra projeleri karıştırırken dinledim ve hoşuma gitti. Üretim sürecinde tamamen dönemin popüler şarkılarından ilham aldım.

Parçanın hikayesi nedir? Dinleyicilere vermek istediğiniz özel bir mesaj var mı?

Parça aslında sözlerinden de anlaşılabileceği gibi kavuşamayan iki insanın aşkını anlatıyor ve dinleyiciyi cesarete davet ediyor. Fakat yazmaya başladığımda daha çok yasak aşk temalı bir şarkı olacağını sanıyordum sonrasında biraz değişti 🙂

Parçanın kayıt ve prodüksiyon süreci nasıl geçti?

Başlangıçta aslında parçayı kendi yaptığım prodüksiyonlu haliyle yayınlamayı düşünüyordum daha sonra Kenan’ın yaptığı işleri dinledim ve birlikte çalışmak istediğimi söyledim o da seve seve kabul etti. Söz konusu kendi işlerim olduğunda biraz çalışması zor bir insan olduğum söyleniyor, her şeye müdahil oluyormuşum 🙂 benim açımdan keyifli bir süreçti diyebilirim bence Kenan da aksini iddaa etmez (: Vokal kayıtlarımı da evde almıştım, evde kendi başımayken daha rahat hissediyorum.

Müzikal kariyerinizde veya özel hayatınızda bu yeni parçanın nasıl bir yeri var?

Müzikal kariyerimde bir takım değişimlerin öncüsü bir parça diyebiliriz çünkü tam olarak yapmayı hedeflediğim müzikten biraz farklı. Ama sanıyorum artık biraz daha ana akıma uygun şeyler yapmaya çalışacağım. Özel hayat açısından farklı bir yeri yok açıkçası her zamanki üretimlerimden bir tanesi diyebilirim.

Cesur Aşktan Yana şarkınızda 80’lerin tarzını yansıttığınızı görüyoruz, günlük hayatınızda bu tarzı tercih ediyor musunuz?

Yaşamımda dedim ama müzik zevkimde ve synth seçimlerimde kesinlikle tercih ediyorum. 80’ler müziği dinlemiyorum ama modern türk saykodeliği hoşuma gidiyor.

Nostaljik bir teması olan müzik klibinin özel bir hikayesi veya çıkış noktası var mı?

Hikayesi tamamen yönetmenimiz Oğuzhan Üstün’e ait. Ben fikirsizlik içerisinde boğulurken nostaljik synth sesleri onun zihninde bu klipin senaryosunu oluşturdu. Anlattığında da aşırı hoşuma gitmişti, hala da izlediğimizde bazı epik sahnelere gülüyoruz.

Şarkının nakaratında “Cesur Aşktan Yana Dünya” ifadesini kullanıyorsunuz. Bu cesur aşkı nasıl tanımlarsınız?

Sevgiyi kimseye ve hiçbir şeye aldırmadan apaçık yaşayabilmekten bahsediyorum aslında. Bazı korkak aşklar ve aşıklar var bir takım bahanelerin arkasına sığınıyorlar. Aşk bahanelere gelmez, yaşadıkça cesaretiyle kamçılanır ve büyür. Tabii bu benim aşka bakış açım herkese uymak zorunda değil.

Cesur Aşktan Yana şarkınızın kapak görseli oldukça dikkat çekici ve detaylı. Bu görselin arkasındaki fikir ve ilham kaynağı neydi?

Kapak tasarımını Melodi Edremit yaptı kendisi çok sevdiğim ve çalışmalarını aşırı beğendiğim bir arkadaşımdır. Ben ona gözüm kapalı güvendim, şarkıyı gönderdim o da hissettiklerinden ilham alarak çizdi. Ben hiç direktif vermedim yani. Sonucu da tam da hayal ettiğim gibi çok güzel oldu <3

Kapak görselinde şarkınızda olduğu gibi nostaljik ve retro bir hava seziliyor. Kapak görseliyle vermek istediğiniz farklı bir mesaj var mı?

Ben herhangi bir mesaj vermeye çalışmadım ama belki Melodi’nin tasarımıyla anlatmak istediği bir takım alt anlamlar olabilir. Kendisine sormak daha doğru 🙂

Ailenizin amatör kayıtları ve müziğe olan ilgisi ile tanıştığınız müzik dünyasında, 2021 yılında solo kariyerinize başladınız. Bu süreçte neler öğrendiniz ve nasıl bir gelişim gösterdiniz?

O kadar çok şey öğrendim ve bir o kadar da öğrendiklerimi unuttum ki hangi birini tutup ortaya koysam bilemiyorum. Ama kısa bir özet geçecek olursam içime sinmeyen hiçbir şeyi yapmamam ve yayınlamam gerektiğini öğrendim. Sonuçta yıllar boyu seninle birlikte geliyor. Bir yandan da farklı farklı enstrümanlarda vakit geçirdim, onları biraz tanıdım ve bunun müziğime çok katkısı oldu. Farklı enstrümanlar farklı bakış açıları kazandırıyor.

Sokak müzisyenliğinin kariyerinizde önemli bir yeri olduğunu söylediniz. Sokak müzisyenliğinden profesyonel müzik kariyerine geçiş süreciniz nasıl oldu?

Aslında ikisi aynı anda oldu. Ben tam şarkılarımı yayınlamaya başladığım sürecin arkasından kısa bir süre sonra vapur müzisyeni oldum. Belki 6 ay maksimum 1 yıl sonrasıydı. Hala da aktif olarak vapur müzisyeniyim bazen sokakta da çalıyorum ama bana genelde denk gelebileceğiniz yerler vapur.

Parçalarınızı üretirken duygusal düşündüğünüzü belirtiyorsunuz. Yaratım süreciniz tamamen o anki hislerinize mi dayanıyor, yoksa ilham gelmesi için kendinizi zorladığınız zamanlar da oluyor mu?

Yer yer zorladığım oluyor “Cesur Aşktan Yana” da o zorladığım parçalardan çünkü hikayesi benim hayatıma ait değil hayal ürünü. Genelde hayatımdan ve görüşlerimden bahsettiğim şarkılar yapmayı sevsem de insan bazen kendindeki şeyleri tüketebiliyor. Veya bazı konuları herkese açmak istemeyebiliyor. O gibi durumlarda hayal ürünüm bir senaryoya şarkı yazıyorum.

Dinleyici alışkanlıklarında son dönemde gözlemlediğiniz değişimler var mı? Bu değişimler müzikal yaklaşımınıza nasıl yansıyor veya sizin için nasıl bir etki yaratıyor?

Hayatıma girip çıkan insanların müzik zevklerinden etkilendiğim doğru, bu değişikliğin sebebi de o aslında. Ama bir de zaman faktörü var tabii insan hep aynı tür müziği aynı şevkle dinleyemez gibi geliyor bana. Sanıyorum biraz da yapmayı hedeflediğimiz tarzda müzikler dinlemeye başladım. Alternatif müziğin bu ülkede yolu çok açık değil sınırlı bir kitleye hitap edebiliyorsun ki bence o kitle çok kaliteli bir kitle fakat ben daha fazlasına ulaşmayı hedefliyorum.

Gelecekteki projeleriniz ve planlarınız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Yeni parçanızın ardından neler bekleyebiliriz?

Yıl sonlarına doğru Sababa 5 ile yine 2 şarkı yayınlamayı düşünüyoruz, bir yandan Afel ile birlikte bir ortak parça yürütüyoruz henüz tarihlerimiz belli değil fakat tarz olarak reggae ve hiphop karışımı bir şey diyebiliriz. Bunların haricinde bu parça sonrası bir cover yayınlamayı düşünüyorum ayriyetten singlellar da var tabii. Yazınca fark ettim ne çok şey varmış 🙂 ben gidip biraz çalışayım bari.

Esin Özcan / [email protected]

Müzik

İlhamın bitmeyen döngüsü: Nihan Belgin #röportaj

Kariyerine sinema ve müzik dünyasında yön veren yetenekli sanatçı Nihan Belgin ile müzik serüveninin başlangıcından, ilham kaynaklarına ve sanatsal üretim sürecine dair samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Kariyerine sinema ve müzik dünyasında yön veren yetenekli sanatçı Nihan Belgin ile müzik serüveninin başlangıcından, ilham kaynaklarına ve sanatsal üretim sürecine dair samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Nihan Belgin, çocukluk yıllarından itibaren müzikle olan bağını, müziğin ve mitolojinin kendisine nasıl ilham verdiğini ve çok yönlü sanat anlayışını nasıl beslediğini anlattı.

Müzik kariyerinize nasıl başladınız? İlk adımlarınız nelerdi?

Kariyer olarak müziğe ilk teklim Zeus Çok Kızgın’ın yayınlayarak başladım. Fakat müzikle ilişkim çocukluk yıllarında başladı. Önce meraklı bir dinleyici olarak sonrasında da enstrumanlara ilgi duyarak ve vokal yapmaya çalışarak devam etti. Pera Güzel Sanatlar’da klasik gitar ve solfej, opera sanatçısı Yıldız Tunbul’dan şan eğitimi aldım. Sonra uzun yıllar sinema kariyerim devam ederken zaman zaman grup kurmak vs gibi müzik projeleri üzerine uğraştım fakat nihayete erdiremedim. Böylece kendime solo bir yol çizmeye karar vermemle ilk teklimi yayınladım.

Yeni bir şarkı yazarken ilham kaynaklarınız nelerdir?

Okuduklarım, izlediklerim ve insan halleri üzerinden psikoloji bana ilham veriyor. Müziğin kendisi zaten büyük ilham kaynağım. Film yaparken, senaryo yazarken, sette sahneye hazırlanırken müzik hep benimle… Bir de bazı şarkılarımdan anlaşıldığı gibi mitoloji de bana ilham veriyor.

Şu ana kadar yayınladığınız şarkılardan en çok hangisini seviyorsunuz? Sizin için o şarkının anlamı nedir?

Gerçekten hepsinin yeri ayrı bende. Çünkü hepsi hayatımın bir dönemini ve o dönemdeki beni temsil ediyor. Ama ilk göz ağrılarım Zeus ve Jüpiter’in bana kattıkları çok değerli…

Sizi etkileyen müzik türleri nelerdir ?

Henüz daha bebekken ve çocukluk yıllarımda babam sayesinde klasik müzik ve rock müzikle tanışmış oldum. İki türü de hala severek dinliyorum. Ama beni kalbimden vuran tür uzun yıllar boyunca rock müzik ve onun birçok alt türü oldu. O nedenle hala ilk sırayı alır. Daha sonraki yıllarda elektronik ve synth-wave türlerine ilgim arttı.

“Ayık Olmak İstemem” parçasının ilham kaynağı nedir? Bu şarkıyı yazarken aklınızda nasıl bir hikaye veya duygu vardı? Ya da sizi bu parçayı yazmaya iten durum, hikaye neydi ?

Aylar önce yine hayat koşturmasından yorgun düştüğüm bir gece kafamda dönen sorularla başladı hikaye. Biz neyin peşindeyiz? Neyi arıyoruz? gibi sorular kafamdan geçerken aniden bir iki satır not almıştım. Sonraki günlerde o satırlar yavaş yavaş beni çağırdı. Günbegün satırlar satırları izledi. Duyduğumuz haberler ve yaşadığımız koşullar üzerinden bir iç döküş şeklinde ayık olmak istemiyorum diye haykırmak geliyordu içimden… Bu esnada trenle Uçan Süpürge Film Festivali’ne gittim. Fakat kafamda bu şarkı vardı ve ikinci verse kısmını henüz yazmamıştım. Tren yolculuğunun sonlarına doğru elimde telefon bir şeyler mırıldanıyordum, bilinç dışı bir andı. Sanki sözler ve melodi kendiliğinden dökülüyordu. Otele vardığımda hemen not alıp prozodiyi oturtmaya çalıştım. Sonrasında hızlıca finalize ettim şarkıyı.

Şarkıda insan ruhunun bitmek bilmeyen arayışından bahsediyorsunuz. Bu arayış sizce hayatta neyi temsil ediyor? İnsan ruhu sizce neyin arayışında daha doğrusu sizin ruhunuzun arayışı ne üstüne?

Açıkçası buna net bir cevabım yok, adı üstünde arayış… Hayata ve varlığımıza bir anlam katma çabası. Fakat sonu olduğunu düşünmüyorum. Yani nefes aldığımız sürece devam edecek bir şey gibi geliyor. Benim ruhum için de bu arayış tam olarak nedir? Nereye varır? Gerçekten bir bilinmezlik. Kendimle ilgili emin olduğum şey üretmek ruhuma iyi geliyor.

Şarkının dinleyiciyi rüya ve gerçeklik arasında bir yolculuğa çıkardığını söylüyorsunuz. Bu tema sizin hayatınızda nasıl bir yere sahip?

Günümüzde her ne kadar uyaranlar çok fazla olsa da gündüz düşü hala beni içine çeken bir olgu. Gerçekliklere tek boyutlu ve ezberden bakmak bana aşırı sıkıcı geliyor. Kişiler, olaylar ve doğayla ilgili derinleşmek için bir hayal dünyası yaratmak benim için bir nefes alanı. Hatta bazen keşke herkes arada kendi gerçekliğinin dışına çıkabilse diye düşünüyorum. Yani aslında bu tema bir haliyle benim yaşam ve üretim şeklim diyebilirim.

“Ayık Olmak İstemem” parçası, hayatta aradığımız şeylere çabalamayı bıraktığımızda ulaşabileceğimiz fikrini savunuyor. Bu mesajı biraz daha açabilir misiniz? Bu paradoksun arayış kısmına sıkışıp kalmış insanlar için önereceğiniz bir şey var mı?

Öneri değil de, benim deneyimlerim üzerinden fikrimi paylaşayım. Bir amaç veya istek uğruna yol yürürken hepimiz engellerle karşılaşıyoruz. Bunlara fazla direnç göstermenin faydası olmadığını düşünüyorum. Tabii ki çözüm varsa onu bulmak lazım ama çözülemiyorsa o durumu hayata, zamana bırakmak… Gerçekten de bıraktıklarımızın gelip bizi bulacağına inanıyorum ve bunu yaşıyorum.

Erkin Koray’ın “Çöpçüler” parçasını coverlama fikri nasıl ortaya çıktı? Bu covera yaklaşımınız nasıl oldu?

Cover yapma fikri aklıma gelip gidiyordu. Eşim, dostum da bu konuda çok ısrarcıydı 🙂 Fakat  hep öteledim çünkü tam içime sinen parçayı bulamıyordum. Erkin Koray/Çöpçüler fikri doğduğunda süreç çok hızlı gelişti. Ben şarkıyı mırıldanmaya başladığımda kafamda aranjeyle ilgili düşünceler oluştu ve prodüktörüm Yiğit’le (Keven) aynı fikirlerde buluştuk. Nasıl bir aranje olacağı da sürpriz olsun.

Multidisipliner bir sanatçı olarak, farklı alanlardaki üretimleriniz müzikal çalışmalarınıza nasıl yansıyor? Bu farklı disiplinler arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz? Hangi alanda çalışırken daha ‘’kendiniz gibi’’ hissediyorsunuz ?

20 yılı aşkın süredir sinema sektöründeyim. Birçok film yazdım, çektim. Ayrıca oyunculuk, kurgu vs gibi her alanda var olmak benim için sinemayı 360 derece görmek gibi bir şey. O nedenle film yapmak her ne kadar zor olsa da sette ve postta evimde gibiyim. Müzik dediğim gibi; film kurgusunda, senaryo yazarken, sette sahneyi düşünürken benim için ilham kaynağı. Son yıllarda müziğimi yayınlamak, artık profesyonel bir yere taşımak benim için heyecan verici ve üretirken kendimi daha özgür hissettiğim bir alan halini aldı. O yüzden şu sıralar müziğe ağırlık verdim. Ama şarkı yazarken film fikirleri de kafamda dolaşıyor. Bir süre sonra yeni bir senaryoya başlamak istiyorum. Bu süreçte farkettiğim şey sanatın her dalı benim için ayrı bir ilham kaynağı. Çok yönlülüğüm beni gerçekten besliyor.

Parçanın temasında hayatta aradığımız şeylere çabalamayı bıraktığımızda ulaşabileceğimiz fikri var. Peki, sizce gerçekten aradığımız şeye ulaştığımızda bu arayış sona eriyor mu, yoksa yeni arayışlar mı başlıyor?

Bence aradıklarımıza, hedeflerimize ulaştıkça yenilerini belirleyeceğiz yani bu sonsuz bir döngü aslında… O yüzden arada durup başarılarımızı kutlamalıyız!

Gelecekteki projelerinizde dinleyicileriniz ne tür yenilikler bekleyebilir?

Dinleyici olarak yeni müzikler keşfetmeye, konserlerde bambaşka dünyalara gitmeye bayılıyorum. Bunlar da mutlaka müziğime yansıyor. Ben sınırlar belirlemeden sevdiğim müziği yapmaya ve dertlerimi anlatmaya devam edeceğim. Açıkçası müziğin kendisi söylüyor bana ne yapmam gerektiğini…

Sena Yağar / [email protected]

Devamını Oku

Müzik

BKE ve Rakin’den 2000’ler rock esintisi

BKE, Warner Music Türkiye ile imzaladığı anlaşmasının ardından ara vermeden projelerini yayımlamaya devam ediyor. 

Son dönemin en popüler ve başarılı prodüktörlerinden Bilge Kağan Etil, namı diğer BKE, Warner Music Türkiye ile imzaladığı anlaşmasının ardından ara vermeden projelerini yayımlamaya devam ediyor. 

Daha önce Rakin ile Kevgir şarkısında bir araya gelen BKE, Dua Lipa’nın Training Season şarkısına ve Victoria’nın sad girl summer (not again) şarkısına yaptığı remix çalışmalarından sonra yine Rakin ortaklığında Ben Gezegenim Sen Uzaysın isimli yepyeni çalışmasını dinleyicilere sunuyor.

Sözlerinde Rakin imzasını gördüğümüz Ben Gezegenim Sen Uzaysın şarkısının prodüktörlüğünü BKE üstlenirken, şarkının bestesinde ikili birlikte bir çalışma ortaya koyuyor. 

Müziğin farklı türlerini bir araya getiren ve alışılmışın dışında harmanlar yaparak dinleyiciye her projesinde bambaşka bir deneyim sunan BKE, Ben Gezegenim Sen Uzaysın şarkısında Rock müzik öğelerini ağırlıklı olarak hissettiriyor. Rakin’in ustaca dizilen sözleri ve başarılı vokal performansının, şarkının ritim ve altyapısındaki eşsiz dokunuşlarla buluşmasıyla ortaya yine kendine has bir çalışma çıkıyor. 

BKE, Rakin ortaklığında yayımlanan yeni projesini şu sözlerle anlatıyor: ‘’ Rakin’in HipHop Rap bestesinin üzerine Rock ve Pop melodilerle harmanladığım şarkı bana biraz 2000’ler Türkçe Rock müzik zamanlarını hatırlatıyor. Tarzı seçmem konusunda ilham noktası tam olarak buradan çıktı. Çalışmaya klasik rock prodüksiyonu gibi yaklaştım fakat bestenin karakteri, melodiler ve Rakin’in bestede yaptığı sözler hepimizin özlediği 2000’lerdeki Türkçe Rock geleneğinin devam etmesi gibi bir his yarattı. Kendi zamanımızın modern dokunuşlarını da katarak füzyon bir iş ortaya çıkardık.’’

Devamını Oku

Copyright © 2022 Refleksif.com